Yaşam bilimleri alanında dünyanın en önde gelen dergilerinden olan Cell tarafından yapılan açıklamada bu seçimin kapsamlı bir değerlendirme ve geniş bir bakış açısı ile yapıldığı ve kavramsal düzeyde en yüksek etkiyi yapan araştırmaların önceliklendirildiği vurgulandı.
“Gece kuşu” geni Fen Fakültesi Dekanı Prof. Tayfun Özçelik ve Rockefeller Üniversitesi’nden Prof. Michael Young’ın başında oldukları bir ekip tarafından ve yaklaşık 8 yıl süren bir araştırma sonucunda keşfedildi. Biyolojik saati oluşturan genlerden Kriptokrom 1 veya kısaca CRY1 geninde olan mütasyonların biyolojik ritmin bozulmasına ve bunun da uyku düzeni değişikliklerine yol açtığı gösterilmişti. Biyolojik ritm uyku saatlerinden hormonların salınım düzenine kadar vücudun pek çok temel işlevini bir saat dakikliği içinde düzenlemektedir. Yönetimi beyinde bulunan bir merkezden gerçekleşir. “Gece kuşu” gen mütasyonu taşıyan kişilerin biyolojik saat düzeni değişmekte ve geceleri geç saatlerde uykuya dalıp gündüzleri de geç saatlere kadar uyumaktadırlar.
Araştırmacıların ilk kez 18. yüzyılda ve bitkilerde yapılan incelemelerle ortaya koydukları biyolojik saat sekiz adet gen tarafından düzenlenmektedir. Bitkilerden bakterilere, hayvanlardan insanlara kadar tüm yaşam formlarında aynı temel mekanizma bulunmaktadır. Kriptokrom 1 geni ilk kez Nobel ödüllü bilim insanı Prof. Aziz Sancar tarafından bakterilerde tanımlanmıştır. Daha sonra yaklaşık 40 yıllık bir süreyi kapsayan dönemde Profesör Michael Young biyolojik ritmin temel mekanizmasını meyve sineklerinde yaptığı arşatırmalarla bulmuş ve 2017 yılı Nobel Tıp Ödülü’nü almıştır.
Prof. Özçelik ve Dr. Onur Emre Onat’ın araştırmaları konuyu insanlara taşımış ve biyolojik ritm bozukluklarının uyku düzensizliğine yol açtığı ortaya konmuştur. Toplumda sık görülen ve genetik temelleri konusunda kısıtlı bilgi bulunan kompleks hastalıklarla ilgili ilk genom buluşlardan biri olma özelliğini taşımaktadır.
“Direkt olarak içinde olduğum bir araştırmanın yılın en önemli bilimsel buluşlarından biri olarak seçilmesi nedeniyle çok mutluyum. Biyolojik saatin moleküler mekanizması deney hayvanlarında çözülmüştü ve Nobel Komitesi tarafından 2017 Nobel Tıp Ödülü ile onurlandırılmıştı. Bizim çalışmalarımız bu alanı insanlara taşıdı. Kriptokrom 1 mütasyonları ile uyku bozuklukları arasında nedensel bir ilişkisinin kurulması aslında bir başlangıç. Şimdi çalışma arkadaşım Dr. Onur Emre Onat ve doktora öğrencilerim Ayşe Özhan ve Haluk Kavuş ile birlikte Ankara Üniversitesi’nden Profesör Cem Atbaşoğlu ve Profesör Meram Can Saka, Rockefeller Üniversitesi’nden Profesör Michael Young ve ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü’nden Profesör Maximillian Müenke ile birlikte biyoloji saat üzerinde kapsamlı araştırmalarımızı sürdürüyoruz. Yaklaşık 20 yıldır klinik izleme altında olan hasta ve kontrol gruplarında genom incelemeleri yapıyoruz.” diyerek yürütülmekte olan yeni araştırmaları özetledi.